Doğuştan Kalp Hastalıkları
Çocuklarda en sık görülen kalp hastalığı grubunu oluşturuyor. Bebek doğduğu andan itibaren kalbinde bulunan yapısal anomaliler bu kapsamda ele alınıyor. Her doğan 1000 bebekten yaklaşık olarak 10’unda doğuştan kalp hastalığı görülüyor ve ölüme neden olan doğumsal hastalıklar arasında ilk sırada yer alıyor. Anne, baba veya kardeşlerinde doğuştan kalp hastalığı varsa doğacak bebekte risk oranı daha da artıyor.
Üç bin civarında farklı kalp anomalisi vardır. Kalpteki delikler, kalp kapakçıklarındaki ve damarlardaki darlıklar bu anomalilerin önemli bir kısmını oluşturur. Bazı durumlarda ise kalpteki bir odacığın, kapağın, damarın hiç gelişmemiş olması gibi daha ağır ve karmaşık anomaliler söz konusu olabilir.
Bu hastalığı oluşturan faktörler nelerdir?
Doğuştan kalp hastalıkları hamileliğin çok erken dönemlerinde, organların henüz oluşmaya başladığı haftalarda oluşur. Büyük kısmında neden bilinmemektedir. Bir kısmının kalıtsal olduğu bilinmekle birlikte, çok az kısmında genlerle ilişkili olabilir. %90-95'i multi faktöriyel nedenlerle olup, çevresel faktörlerin de etkili olduğu düşünülmektedir. Down ve Turner sendromundaki gibi sık görülen genetik hastalıklarda doğuştan kalp hastalığı oranı daha yüksektir. Örneğin down sendromlu hastaların %50'sinde doğuştan kalp hastalığı görülür. Turner sendromunda doğuştan kalp hastalığı sıklığı %35’lere varabilmektedir. Yarık dudak, yarık damakta doğuştan kalp hastalığı sık görülür. Bazı özel sendromlarda %80-90 oranında doğuştan kalp hastalığı saptanabilir. Hamileliğin ilk üç ayında bebeğe zarar verebilecek ilaçların kullanılması, kızamıkçık gibi viral enfeksiyonlar, radyasyona maruz kalınması doğuştan kalp hastalıklarına yol açabilen nedenler olabilir.
Doğuştan kalp hastalıklarının belirtileri nelerdir?
Doğuştan kalp hastalıklarının bir kısmında hiçbir belirti olmaz veya belirtiler çok hafiftir. Ağır kalp hastalıkları ise doğumdan itibaren ilk birkaç ay, hatta ilk birkaç gün içinde belirti verebilir. Bebeklerde morarma, beslenme güçlüğü, emerken yorulma, hızlı soluk alıp verme, nefes darlığı, kilo alamama veya sık akciğer enfeksiyonu geçirme gibi sorunlar bu hastalığı işaret edebilir. Daha büyük çocuklarda belirtiler çabuk yorulma, çarpıntı, göğüs ağrısı ve bayılma ile kendisini gösterir. Bazı hastalarda ise hiçbir belirti yoktur, diğer nedenlerden dolayı doktora başvurulduğunda üfürüm duyularak tanı konulabilir. Mor bebekler doğuştan kalp hastalıklarının %20-25’ini oluşturur.
Kalp hastası çocukları nasıl izlenmelidir?
Doğuştan kalp hastalıkları çok çeşitli olduklarından her hastalığa yönelik özel izlem gerektirilebileceği unutulmamalıdır. Kalbin enfeksiyondan korunması için antibiyotik kullanılması gerekebilir. Yaşa uygun aşı yapılması daha da önemlidir ve bazı durumlarda koruyucu özel aşılar veya uygulanabilir. Çocuklarda beslenme çok önemlidir. Doğuştan kalp hastalıklarında beslenme büyük önem arz etmektedir. Kilo alamayan, doğuştan kalp hastalığı olan çocuklarda kalorisi artırılmış gıda veya mama gerekebilir. Aktivitenin planlanması, düzenlenmesi, hastalığa uygun olarak ele alınması gereklidir. Hangi hastalıkta hangi sporun, ne zaman, ne kadar uygulanması gerektiği bilinmeli ve buna göre hareket edilmelidir.
Doğumsal kalp hastalıklarının tanısında hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
Çocukların izlenmesi sırasında EKG, tele, ekokardiyografi, tansiyon ve ritim holter, efor head-up tilt testi gibi bazı tetkikler tanı ve takip için gerekebilir. Hangi tetkikin kullanılması gerektiğine hekim karar vermelidir. Son zamanlarda teşhis amaçlı kalp kateterizisyonu oranı giderek azalmaktadır. Tanıya yardımcı olması yanında, ameliyat öncesi değerlendirme için de kalp kateterizasyonu gereklidir.
Fetal Ekokardiyografi nedir ve ne zaman kullanılır?
Gebelik sırasında bebeğe yapılan, kalbin yapılarını gösteren bir ultrasonografi yöntemidir. Ayrıca bebeğin ritm bozukluklarının teşhis ve takibinde kullanılabildiği gibi girişimsel tedavide de uygulanabilir. Çoğunlukla gebeliğin 16. ve 22. haftaları arasında yapılmaktadır. Fetal ekokardiyografi sayesinde, bebeğin yaşamını tehdit eden, doğum sonrası hayatını etkileyen ve birkaç kez ameliyat gerektiren ağır ve karmaşık kalp ameliyatları, doğum öncesi tanınabilir ve gerekli önlemler alınabilir hale gelinmiştir. Ailenin bebek ile ilgili yaklaşımında ve alınacak kararda, diğer uzmanlarla birlikte (Kadın Hastalıkları ve Doğum, Yenidoğan ve Çocuk Kardiyoloji Uzmanı) ortak hareket ederek karar verilmelidir.
Doğumsal kalp hastalıklarının tedavisinde hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
Medikal tedavi yöntemleri yanında cerrahi girişimler gerekmektedir. Son zamanlarda kalp kateterizasyonu tedavi amaçlı olarak da kullanılabilmektedir. Tedavi amaçlı kalp kateterizasyonu, birçok kalp hastalığında, cerrahi gerekmeden uygulanabilmektedir. Darlıkların giderilmesinde, kalpteki deliklerde ve damarsal yapılarda balon, tıkama veya kapatma yöntemleri kullanılarak etkin bir tedavi yöntemi olarak kullanılabilmektedir nerdeyse doğuştan kalp hastalıklarının %80'i cerrahi tedavi gerekmeden kalp kateterizazsonu ve anjiyografi tekniği ile tedavileri yapılabilmektedir.